Giriş yap
Arama
En son konular
Istatistikler
Toplam 245 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: akagan
Kullanıcılarımız toplam 549 mesaj attılar bunda 417 konu
Kahvenİn BÖylesİ
1 sayfadaki 1 sayfası
Kahvenİn BÖylesİ
Kıza bir davette rastlamıştı. Çok hoş biriydi.
O gün peşinde o kadar delikanlı vardı ki kızın!..
Davetin sonunda kızı kahve içmeye davet etti.
Kız, davet boyu dikkatini çekmeyen delikanlının
davetine şaşırdı ama tam bir kibarlık gösterisi
yaparak kabul etti. Hemen köşedeki şirin kafeye oturdular.
Delikanlı öyle heyecanlanmıştı ki, kalbinin çarpmasından
konuşamıyordu bile. Onun bu hali kızın da huzurunu kaçırdı.
“Ben artık gideyim!” demeye hazırlanırken, delikanlı birden
garsonu çağırdı. “Bana biraz tuz getirir misiniz!” dedi.
“Kahveye koymak için…” Yan masalardan bile şaşkın yüzler
delikanlıya baktı. Kahveye tuz!..
Delikanlı kıpkırmızı oldu utançtan ama tuzu kahvesine döktü
ve içmeye başladı. Kız merakla: “Garip bir ağız tadın var” dedi.
Delikanlı anlattı: “Çocukken deniz kenarında yaşardık.
Hep deniz kenarında ve denizde oynardım. Denizin tuzlu
suyunun tadı ağzımdan hiç eksilmedi. Bu tatla büyüdüm ben.
Bu tadı çok sevdim. Kahveye tuz koymam bundan.
Ne zaman o tuzlu tadı dilimde hissetsem, çocukluğumu,
deniz kenarındaki evimizi ve mutlu ailemi hatırlıyorum.
Annemle babam hala deniz kenarında oturuyorlar.
Onları ve evimi öyle özlüyorum ki…”
Bunları söylerken gözleri nemlenmişti delikanlının.
Kız dinlediklerinden çok duygulanmıştı. İçini bu kadar
samimi döken, evini, ailesini bu kadar özleyen bir adam,
evi, aileyi seven biri olmalıydı. Evini düşünen, evini arayan,
evini sakınan biri yuva ve aile sevgisi olan biri…
Kız da konuşmaya başladı… Onun da evi uzaklardaydı.
Çocukluğunu ve ailesini anlattı… Çok hoş bir sohbet olmuştu.
Tatlı ve sıcak.
Buluşmaya devam ettiler ve her güzel öyküde olduğu gibi,
prenses, prens ile evlendi. Ve de sonuna kadar çok
mutlu yaşadılar. Prenses ne zaman kahve yapsa prensine,
içine bir kaşık tuz koydu, hayat boyu. Onun böyle
sevdiğini biliyordu çünkü…
Kırk yıl sonra, adam dünyaya veda etti. “Ölümümden sonra aç!”
diye bir mektup bırakmıştı sevgili karısına…
Şöyle diyordu satırlarında: “Sevgilim, bir tanem…
Lütfen beni affet! Bütün hayatımızı bir yalan üzerine
kurduğum için beni affet! Sana hayatımda yalnız bir
kez yalan söyledim. Tuzlu kahvede… İlk buluştuğumuz
günü hatırlıyor musun? Öyle heyecanlı ve gergindim ki,
şeker diyecekken “Tuz” çıktı ağzımdan… Sen ve herkes
bana bakarken, değiştirmeye o kadar utandım ki,
yalanla devam ettim. Bu yalanın bizim ilişkimizin
temeli olacağı hiç aklıma gelmemişti. Sana gerçeği
anlatmayı defalarca düşündüm. Ama her defasında
korkudan vazgeçtim. Şimdi ölüyorum ve artık korkmam
için hiçbir sebep yok. İşte gerçek: Ben tuzlu kahve
kesinlikle sevmem. O garip ve rezil bir tat. Ama seni
tanıdığım andan itibaren bu rezil kahveyi içtim.
Hem de zerre pişmanlık duymadan. Seninle olmak hayatımın
en büyük mutluluğu idi ve ben bu mutluluğu tuzlu
kahveye borçluydum. Dünyaya bir daha gelsem, her şeyi
yeniden yaşamak, seni yeniden tanımak ve bütün
hayatımı yeniden seninle geçirmek isterim, ikinci bir
hayat boyu daha tuzlu kahve içmek zorunda kalsam da…”
Yaşlı kadının göz yaşları mektubu sırılsıklam yapmıştı.
Lafı açıldığında bir gün biri, kadına:
“Tuzlu kahve nasıl bir şey?” diye soracak oldu.
Gözleri nemlendi kadının… “Çok tatlı!..” diyebildi sadece.
O gün peşinde o kadar delikanlı vardı ki kızın!..
Davetin sonunda kızı kahve içmeye davet etti.
Kız, davet boyu dikkatini çekmeyen delikanlının
davetine şaşırdı ama tam bir kibarlık gösterisi
yaparak kabul etti. Hemen köşedeki şirin kafeye oturdular.
Delikanlı öyle heyecanlanmıştı ki, kalbinin çarpmasından
konuşamıyordu bile. Onun bu hali kızın da huzurunu kaçırdı.
“Ben artık gideyim!” demeye hazırlanırken, delikanlı birden
garsonu çağırdı. “Bana biraz tuz getirir misiniz!” dedi.
“Kahveye koymak için…” Yan masalardan bile şaşkın yüzler
delikanlıya baktı. Kahveye tuz!..
Delikanlı kıpkırmızı oldu utançtan ama tuzu kahvesine döktü
ve içmeye başladı. Kız merakla: “Garip bir ağız tadın var” dedi.
Delikanlı anlattı: “Çocukken deniz kenarında yaşardık.
Hep deniz kenarında ve denizde oynardım. Denizin tuzlu
suyunun tadı ağzımdan hiç eksilmedi. Bu tatla büyüdüm ben.
Bu tadı çok sevdim. Kahveye tuz koymam bundan.
Ne zaman o tuzlu tadı dilimde hissetsem, çocukluğumu,
deniz kenarındaki evimizi ve mutlu ailemi hatırlıyorum.
Annemle babam hala deniz kenarında oturuyorlar.
Onları ve evimi öyle özlüyorum ki…”
Bunları söylerken gözleri nemlenmişti delikanlının.
Kız dinlediklerinden çok duygulanmıştı. İçini bu kadar
samimi döken, evini, ailesini bu kadar özleyen bir adam,
evi, aileyi seven biri olmalıydı. Evini düşünen, evini arayan,
evini sakınan biri yuva ve aile sevgisi olan biri…
Kız da konuşmaya başladı… Onun da evi uzaklardaydı.
Çocukluğunu ve ailesini anlattı… Çok hoş bir sohbet olmuştu.
Tatlı ve sıcak.
Buluşmaya devam ettiler ve her güzel öyküde olduğu gibi,
prenses, prens ile evlendi. Ve de sonuna kadar çok
mutlu yaşadılar. Prenses ne zaman kahve yapsa prensine,
içine bir kaşık tuz koydu, hayat boyu. Onun böyle
sevdiğini biliyordu çünkü…
Kırk yıl sonra, adam dünyaya veda etti. “Ölümümden sonra aç!”
diye bir mektup bırakmıştı sevgili karısına…
Şöyle diyordu satırlarında: “Sevgilim, bir tanem…
Lütfen beni affet! Bütün hayatımızı bir yalan üzerine
kurduğum için beni affet! Sana hayatımda yalnız bir
kez yalan söyledim. Tuzlu kahvede… İlk buluştuğumuz
günü hatırlıyor musun? Öyle heyecanlı ve gergindim ki,
şeker diyecekken “Tuz” çıktı ağzımdan… Sen ve herkes
bana bakarken, değiştirmeye o kadar utandım ki,
yalanla devam ettim. Bu yalanın bizim ilişkimizin
temeli olacağı hiç aklıma gelmemişti. Sana gerçeği
anlatmayı defalarca düşündüm. Ama her defasında
korkudan vazgeçtim. Şimdi ölüyorum ve artık korkmam
için hiçbir sebep yok. İşte gerçek: Ben tuzlu kahve
kesinlikle sevmem. O garip ve rezil bir tat. Ama seni
tanıdığım andan itibaren bu rezil kahveyi içtim.
Hem de zerre pişmanlık duymadan. Seninle olmak hayatımın
en büyük mutluluğu idi ve ben bu mutluluğu tuzlu
kahveye borçluydum. Dünyaya bir daha gelsem, her şeyi
yeniden yaşamak, seni yeniden tanımak ve bütün
hayatımı yeniden seninle geçirmek isterim, ikinci bir
hayat boyu daha tuzlu kahve içmek zorunda kalsam da…”
Yaşlı kadının göz yaşları mektubu sırılsıklam yapmıştı.
Lafı açıldığında bir gün biri, kadına:
“Tuzlu kahve nasıl bir şey?” diye soracak oldu.
Gözleri nemlendi kadının… “Çok tatlı!..” diyebildi sadece.
MÜZİK- moderatör
- Mesaj Sayısı : 71
Reputation : 6
Kayıt tarihi : 20/12/09
Game maker | oyun yapim |
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Salı Kas. 17, 2015 1:47 am tarafından admin
» Gökhan türkmen ya sen
C.tesi Şub. 12, 2011 11:01 pm tarafından NucLeaR53
» 2D Oyun Yapımına Başlangıç
Salı Şub. 01, 2011 12:15 am tarafından MÜZİK
» İŞTE METİN2 KAREKTERLERININ GERÇEK YÜZLERİ :)
Çarş. Ocak 19, 2011 2:57 am tarafından admin
» Star Wars ~ Yıldız Savaşları acıklama
Salı Ocak 18, 2011 10:59 pm tarafından TUNÇ
» tetikci 1 crank :D
Salı Ocak 18, 2011 10:59 pm tarafından TUNÇ
» Kolpa - Koşa Koşa (647)
Salı Ocak 18, 2011 10:56 pm tarafından TUNÇ
» KIRAKİYET server! özkanmt2 max keyif!
Salı Ocak 18, 2011 10:56 pm tarafından TUNÇ
» Gm bi Bakarmsn
Salı Ocak 18, 2011 10:55 pm tarafından TUNÇ